tanrı ve zaman yanlış
hatmedilegelmiş
kilise çanları
sağır...
minareler kısa
dekolte doktrinler
giyinmiş evdal... geç kalmış, geç yağmış yağmur sularıyla dolmuş sarnıçlar,
yırtıcı bir neşter darbesiyle bulanmış... nükleer aşklardan örülü kuleler,
rokoko kristallerle donatılmış doruklarda parça parça olmuş... kimsesiz düşlere
darılmış, sıçrayıp gelmişim janya, acılarıma vokalistlik yap hadi...
(dağ keçisi
kavmine uyku haramdır)
antik, mitolojik ve çatlamış bir
heykel gibiyim, rutubet sızıyor bedenimden... kamikaze uçuşlar düzenliyor
martılar kalbimin semasında... bir kez olsun dinmiyor, filizlenmiyor, ufaldıkça
ufalıyorlar buğdaysı hasretler acılar değirmeninde... öldüğümde bir harf
eksiliyor alfabelerden... weeeey waweylê janya yüreğim ağzımdan fırlayacakmış
gibi kahırdan!...
ne çok kula renkli akşamüstü gelip
geçti, sarı saçlı bir kıvılcım bile tenezzül edip inmedi hayaller gemisinden
bir deri bir kemik kalmış duygularımın kıyısına... kül rengi elbisesinin
içinden sahte bir peygamber yalandan da olsa elini uzatmadı bana, davet etmedi
beni cemaatine... yoldan çıkmış melekler bile kucak açmadı... yılanlar dâhi
aforoz ederdi sürülerinden... kulsuz bir tanrı kadar yalnız ve bir başıma
kalırdım... şeyhi ve müridi olduğum tarikatlar çarmıhlarda beni var ederlerdi
tekrar tekrar, veronikanın kanlı mendiline sürerdim gözlerimi hep... paslı bir
hıçkırıkla kurtlar gibi uluyup durdum epey zaman, deliliğin ustası kaldım...
bu vahşi et parçası
bir sarsımlık ruh istiyor şimdi senden, hançer çılgınlığında bir bakış, ağzına
kadar mezarın yerlisi ben...
sığamıyorun janya
sığamıyorum evi yıkılasıca
mezarlara
sığamıyorum artık anla! ! !
alnına yazılan kader değil, ömrümün
serencamının sonatıdır... sesim acıyor, şöyle içli ve yanık bir ses tonuyla
adını ağzıma alıp ferahlatamadım yüreğimi... bembeyaz bulutlardan oluk oluk
şiirler sağıyorum uçuşan kuşları için gözlerinin... keşke janya o ihtişamlı
inancını taşıyabilseydim ben de... keşke kuzum senin dışında başka hiç bir
şeyle bozmasaydım aklımın tadını... gamsız kedersiz seni omuzuma alıp çarşı
pazar dolaştırsaydım... nergiz ve nesrinlerle dolu cumbalarda dilimi ağzını
hapsetseydim...
ama tanrı ve vakit yanlış
hatmedilegelmiş
ben imdat çığlığı çağının
bir unsuru,
savaşlarda mızrakların
hedefi
başı gülle, gözü misket bombası,
karnı delik deşik
buyur janya öldürebilirsin artık
kendini! ....
şiir: rênas jiyan (janya, weş. belkî, çapa 2.)
kürdçeden (kurmancî) türkçeye çeviren: pezkûvîyê
cûdî
Elinize sağlık. Anadiline yabancı düşmek ağır şu yaşta...
YanıtlaSil